Dil bir eser değil faaliyettir kimin sözü ?

Selin

New member
Dil Bir Eser Değil, Faaliyettir: Bir Hikaye Üzerinden Düşünmek

Merhaba arkadaşlar! Bugün sizlerle bir hikaye paylaşmak istiyorum. Herkesin dilin ne olduğuna dair farklı bir fikri vardır, ama bazen büyük bir düşünürü anlamak için, soyut bir fikri bir hikayeye dönüştürmek en iyi yol olabilir. Bu hikaye, "Dil bir eser değil, faaliyettir" sözünün ne anlama geldiğini anlamamıza yardımcı olabilir. Kimi insanlar bunu daha stratejik ve çözüm odaklı bir şekilde ele alırken, kimileri ise duygusal ve insan odaklı bir bakış açısıyla yaklaşır. Hazırsanız, başlıyorum…

Küçük Bir Kasaba, Büyük Bir Söz

Bir zamanlar, uzak bir kasabada, insanlar birbirleriyle iletişim kurarken, her kelimenin bir amacı vardı. Kasaba halkı çok farklı karakterlere sahipti, ama her biri, dilin farklı yönlerinden etkileniyordu. Herkesin kendi dünyasında dil, sadece iletişim aracı değil, aynı zamanda bir güçtü. Fakat kasabada, dilin gücünü sorgulayan biri vardı: Elif.

Elif, kasabanın genç ve merhametli öğretmeni, dilin insanları birbirine yakınlaştırması gerektiğini savunuyordu. Bir gün, kasaba meydanında büyük bir tartışma başladı. Kasaba halkı, dilin yalnızca doğru şekilde kullanılması gereken bir şey mi yoksa bir araç mı olduğu konusunda ikiye ayrıldı. Kasabada her iki düşünceyi de temsil eden iki figür vardı: Erdal ve Elif.

Erdal’ın Stratejisi: Dil Bir Eserdir

Erdal, kasabanın en tanınmış mühendisi ve çözüm odaklı yaklaşımıyla ünlüydü. Her sorun için bir çözüm bulmak, onun hayat felsefesi haline gelmişti. Dil de, onun için sadece doğru ve anlaşılır bir biçimde iletilmesi gereken bir araçtı.

Bir gün, meydanda yüksek sesle bağırarak, "Dil bir eserdir!" dedi. “Eser, bir kez yaratılır ve tüm doğru bileşenleriyle bir araya getirilir. Dil de böyledir; dilin yapısı ve kuralları mükemmel olmalı. Her kelime, yerli yerinde olmalı ki, doğru mesajı verebilsin.” Erdal’ın stratejik bakış açısı, onun mühendislik zekasından kaynaklanıyordu. Her şeyin bir formülü vardı. Dil de, bir mühendislik tasarımı gibi, düzgün bir şekilde yerleştirilmeli, kurallarına sadık kalınmalıydı.

Kasaba halkı Erdal’a hayran kalıyordu, çünkü onun düşünceleri pratikti ve çözüm odaklıydı. Fakat Elif, bu görüşü sorguladı.

Elif’in Empatisi: Dil Bir Faaliyettir

Elif, kasabanın öğretmeni ve kalbi büyük bir insan olarak, dilin insanları birleştirici bir etkinlik olduğuna inanıyordu. Onun için dil, bir yapıdan çok bir faaliyetti. “Dil, bir eserden çok, bir faaliyettir” diyordu sıkça. Elif, kelimelerin bir araya gelip bir anlam taşımasından çok, o kelimelerin içindeki duygulara, insanlara nasıl dokunduğuna odaklanıyordu.

Bir gün, kasaba meydanında, Elif karşısında Erdal’ı ve halkı toplayarak şöyle dedi: "Dil, yalnızca doğru ifade edilmesi gereken bir şey değil. Dil, iki insan arasında bir köprüdür, bir bağ kurma faaliyetidir. Her kelime, bir eyleme dönüşür, birine dokunur, onu anlar, bir başkasıyla empati kurar. Bir kelime, anıtsal bir eser değil, bir insanın kalbine dokunmalıdır."

Elif, dilin yalnızca kelimelerle sınırlı olmadığını anlatıyordu; aynı zamanda, o kelimelerin hissettirdiği duyguların da önemli olduğunu vurguluyordu. Kasaba halkı, Elif’in bu empatik yaklaşımına da kayıtsız kalamadı. Çünkü, onun dilindeki her kelime, insanları birbirine yakınlaştırıyor, duygusal bir bağ kuruyordu.

Birleşen Fikirler: Dil, Hem Eser Hem Faaliyet

Bir süre sonra, kasaba halkı, Erdal ile Elif’in tartışmalarını dinledikçe, ikisinin de haklı olduğu noktaları fark etmeye başladılar. Bir gün, kasaba meydanında Elif ve Erdal tekrar karşılaştılar. Bu sefer, birbirlerine meydan okumak yerine, konuşmak için oturdular.

Erdal, "Sanırım dilin kurallarını bilmek ve doğru kullanmak bir eserdir. Ama bir anlam ifade etmesi için o kuralların bir araya gelmesi gerektiği de bir gerçektir," dedi.

Elif gülümsedi, "Evet, dilin kuralları çok önemlidir. Ama o kuralların ötesinde, dilin canlı bir şey olduğunu unutmamalıyız. İnsanlar arasında kurduğu bağlar, duygular, düşünceler… Hepsi dilin faaliyetiyle hayat bulur."

İkisi de birbirlerine bakarak, birleştikleri noktayı fark ettiler. Dil, hem bir eser, hem de bir faaliyetti. Eser, dilin yapısını, kurallarını ifade ederken, faaliyet de bu yapının canlı, dinamik ve insanlarla etkileşimde olan bir yönünü gösteriyordu.

Forumda Düşünmek: Dil Bir Eser mi, Faaliyet mi?

Kasaba halkı sonunda bir araya geldi ve bir karar aldılar: Dil, hem bir eser, hem de bir faaliyettir. Her iki bakış açısı da önemliydi. Ancak bu kararı vermek, hepimize şunu düşündürdü: Dil, gerçekten de yalnızca kelimelerden mi ibaret? Yoksa dilin derinliklerine indiğimizde, insan ruhuna dokunan bir faaliyet mi olduğunu fark etmemiz gerek?

Peki, sizce dil bir eser mi yoksa faaliyet midir? Erkeklerin çözüm odaklı, kadınların ise empatik ve ilişkisel bakış açıları bu konuyu nasıl şekillendiriyor? Dilin ne olduğunu düşündüğünüzde, kelimelerin ötesinde neleri görüyorsunuz?

Bu tartışmayı forumda hep birlikte devam ettirelim!
 
Üst