İstanbul Havalimanı ne zaman devlete devredilecek ?

Aylin

New member
İstanbul Havalimanı Ne Zaman Devlete Devredilecek? Bilimsel Bir Merakın Peşinde

Selam dostlar,

Uzun zamandır aklımı kurcalayan bir konu var: İstanbul Havalimanı’nın devlete ne zaman ve nasıl devredileceği. Hepimiz bu mega projenin büyüklüğünü, maliyetini ve stratejik önemini biliyoruz ama işin bilimsel, ekonomik ve sosyolojik taraflarını konuştuğumuzu pek görmedim. Bu yüzden biraz araştırdım, verilerle desteklenmiş ama herkesin anlayabileceği bir şekilde anlatmak istiyorum. Hadi gelin, birlikte inceleyelim.

---

Yap-İşlet-Devret (YİD) Modelinin Bilimsel Temeli

İstanbul Havalimanı, “Yap-İşlet-Devret” modeliyle hayata geçirildi. Bu modelin özünde kamu kaynaklarını başlangıçta harcamadan özel sektörün finansman ve işletme gücünden yararlanmak var. Bilimsel olarak bu sistem, “kamu-özel işbirliği” (Public Private Partnership – PPP) adı altında inceleniyor.

Ekonomi literatürüne göre PPP projeleri, özellikle büyük altyapı yatırımlarında, devletin mali yükünü azaltırken inovasyonu ve verimliliği artırabiliyor. Ancak risk dağılımı ve sözleşme süresi iyi planlanmazsa, ileride devlete maliyet doğurabiliyor.

İstanbul Havalimanı özelinde, işletme süresi 25 yıl olarak belirlenmiş durumda. Bu sürenin sonunda havalimanı, tüm tesisleriyle birlikte devlete devredilecek. Yani resmi olarak 2043 civarında (inşaat başlangıcı ve işletme tarihi baz alındığında) devrin gerçekleşmesi bekleniyor.

---

Ekonomik Perspektif: Rakamların Dilinden Gerçekler

Biraz veri konuşalım. Havalimanının inşaat maliyeti yaklaşık 10 milyar euro olarak açıklandı. Konsorsiyum bu yatırım karşılığında 25 yıl boyunca işletme hakkına sahip. Devlete ise bu süreçte yıllık belirli bir kira bedeli ödeniyor.

2023 itibarıyla, işletmeci konsorsiyumun devlete ödediği garanti ücretleri ve yolcu payları toplamda yaklaşık 1 milyar euroyu aştı. Yani devlet, aslında projeden gelir elde etmeye şimdiden başlamış durumda.

Ancak ekonomistler, gelir paylaşımı kadar fırsat maliyetine de dikkat çekiyor. Yani, devletin bu yatırımı kendisi yapsaydı uzun vadede ne kadar kazanırdı? Bu sorunun kesin cevabı yok ama risk yönetimi açısından özel sektörün yatırımcı olması, kısa vadede kamu maliyesi için daha güvenli bir yol olarak değerlendiriliyor.

---

Sosyolojik Bakış: Kadınların Gözünden Etki ve Empati

Erkeklerin daha çok “veri, süre, maliyet” gibi somut göstergelere odaklandığı yerde, kadın araştırmacılar bu tür mega projelerin sosyal etkilerine yoğunlaşıyor.

İstanbul Havalimanı’nın yapımı sırasında on binlerce işçinin çalıştığını, çevresinde yeni yaşam alanlarının doğduğunu ve İstanbul’un kuzey ekosisteminde önemli dönüşümler yaşandığını biliyoruz.

Kadın akademisyenlerin kaleme aldığı bazı raporlarda, havalimanının bölgedeki aile yapısını, yerel ekonomiyi ve toplumsal dinamikleri değiştirdiği vurgulanıyor.

Örneğin, havaalanına yakın mahallelerde konut fiyatları %250’ye kadar artmış durumda. Bu durum bir yandan ekonomik canlılık getirirken, diğer yandan “yerinden edilme” ve “sosyal uyum” sorunlarını da beraberinde getiriyor.

Yani bilimsel olarak bakıldığında, bu proje sadece bir ulaşım yatırımı değil; aynı zamanda bölgesel bir dönüşüm laboratuvarı gibi işliyor.

---

Çevresel Etkiler: Bilimin Alarm Zili

Yapılan araştırmalara göre havalimanının inşa edildiği alan, geçmişte önemli bir kuş göç rotası üzerindeydi. Bilim insanları, bu tür projelerin iklim ve ekosistem dengesi üzerinde uzun vadeli etkiler doğurabileceğini söylüyor.

Örneğin, 2021’de yayımlanan bir ekoloji dergisi makalesine göre, bölgede kuş tür çeşitliliği %30 azalmış durumda. Ayrıca, karbon salınımı ve çevresel gürültü kirliliği gibi etmenler, İstanbul’un kuzeyinde mikroiklim değişikliklerine yol açabiliyor.

Bu noktada bilimsel çözüm önerileri de var: karbon dengeleme projeleri, yeşil koridorlar, sürdürülebilir ulaşım bağlantıları... Yani bilimsel perspektif, sadece eleştirmekle kalmıyor; aynı zamanda daha iyi bir gelecek tasarımı için yol gösteriyor.

---

Toplumsal Algı ve Cinsiyetler Arası Farklı Yaklaşımlar

Bir forum tartışmasında erkek kullanıcıların çoğu, “Bize devri değil, getirdiği ekonomik katkı önemli” derken; kadın kullanıcılar genellikle “Yaşam kalitesi, çevre ve ulaşım dengesi” konularını öne çıkarıyor.

Bu fark, aslında bilimsel literatürdeki “cinsiyet temelli karar alma farkı” kavramıyla örtüşüyor.

Erkeklerin analizleri daha çok sayısal risk-getiri oranlarına, kadınlarınki ise sosyal sürdürülebilirliğe odaklanıyor.

İşte bu yüzden İstanbul Havalimanı meselesine tek boyutlu değil, çok disiplinli bakmak gerekiyor.

---

Peki Devre Hazır Mıyız?

2043’te devralınacak bir havalimanı için bugünden plan yapmak gerekiyor.

Devletin bu devralma sürecine hazırlık yapması gereken başlıca konular:

- Altyapı ve bakım maliyetlerinin planlanması

- İşletme verimliliğinin korunması

- Kamu personelinin devralma sürecine uyumu

- Ekolojik iyileştirme projelerinin sürdürülmesi

Bilimsel tahmin modellerine göre, iyi yönetilen PPP projelerinde devralma sonrası performans %20 oranında düşüyor. Bu nedenle Türkiye’nin, sürece şimdiden kurumsal bir hafıza ve bilgi aktarım mekanizmasıyla hazırlanması çok kritik.

---

Tartışmayı Açalım: Sizce Devir Sonrası Ne Olmalı?

Şimdi sizlere birkaç soru:

- Sizce devlet devraldığında havalimanı hâlâ ekonomik olarak kârlı bir işletme olur mu?

- Devletin bu tür dev projelerde daha fazla mı, yoksa daha az mı rol alması gerekir?

- Çevresel etkiler mi, ekonomik getiriler mi daha belirleyici olmalı?

Bilimsel bir merakla söylüyorum; bu soruların hepsi gelecekteki kamu politikalarının yönünü belirleyecek.

Gelin bu başlık altında birlikte tartışalım:

Ekonomi mi ağır basmalı, yoksa doğa ve insan mı?

---

Sonuç: Bilim, Duygu ve Gerçek Arasında Bir Havalimanı

İstanbul Havalimanı, sadece bir ulaşım noktası değil; Türkiye’nin ekonomik, çevresel ve toplumsal dönüşümünün sembolü.

Bilim bize verileri, insanlık ise duyguyu veriyor.

Bu ikisini dengeleyebildiğimiz gün, belki sadece bir havalimanını değil, bir gelecek vizyonunu da devralmış olacağız.
 
Üst