bencede
New member
Galatasaray – Lazio maçı öncesinde fazlaca özel bir konuğumuz vardi. Galatasaray’dan Lazio’ya transfer olan ve beraberinde kümenin öbür takımı Marsilya forması da giyen Lorik Cana, beIN SPORTS HABER’in sorularını yanıtladı…
İşte Lorik Cana’nın özel açıklamaları;
“Herkese merhaba,
Bu yıl Avrupa Ligi’nde benim için özel bir küme var. Marsilya, Galatasaray ve Lazio birebir kümede. Bu neredeyse Şampiyonlar Ligi düzeyinde bir küme.
Her kadronun Avrupa kupalarında ve Şampiyonlar Ligi’nde oynama deneyimi var. Bana göre Galatasaray açısından her maç epey farklı ve fazlaca sıkıntı geçecektir. Kümenin büyük bir favorisi yok. Her kadronun bir üst çeşide kalma ihtimali var. Umarım eski takımlarımdan ikisi çeşit atlamayı başarır. Galatasaray ve Lazio ile kuvvetli bağlarım var lakin ben genç bir çocukken Marsilya’nın bir taraftarı olarak çıkış yaptım. ötürüsıyla kümede Marsilya benim birinci tercihim olur. Galatasaray ile Marsilya içindeki maçlar enteresan geçecektir.
Galatasaray, son 25 yılında kulüp tarihine geçmiş şahane bir teknik yöneticiye sahip. Deneyimli de bir grup. Bu dönem olabilir mi bilmiyorum fakat geçen dönem şampiyon olmaya fazlaca yaklaşmışlardı. Hatta Şampiyonlar Ligi’nde oynamayı hak etmişlerdi. Yeterli kurulmuş bir kadro olduklarını düşünüyorum ancak Avrupa Ligi kolay geçmeyecektir. Zira hem Lazio tıpkı vakitte Marsilya uygun gruplar kurdu. Roma’da yaşıyorum, bu niçinle maçları stattan izleyeceğim.
Lazio müsabakası, özel ve olağan dışı bir maç olacaktır. Sarri üzere olağanüstü teknik yöneticileri ve yeni bir oyun anlayışları var. 3-5-2 dizilişinden Sarri’nin klasik 4-4-2’sine geçiş yaptılar. Çok enteresan bir maç olacaktır. Maçı izlerken eğleneceğime eminim.
Galatasaray’dan ayrılalı 10 yıl oldu. Lazio’ya transfer olmadan evvel 1 yıl Türkiye’de geçirdim. Aslında birinci geldiğim periyotta Galatasaray’da en az 4-5 yıl kalmayı düşünüyordum. Fakat bu biçimde olmadı, ekip olarak âlâ bir yıl geçiremedik. ondan sonrasında Avrupa’da, İtalya Ligi’nde oynama ihtimali ortaya çıktı. Bu benim adıma kolay olmayan ancak hakikat bir karardı. Zira Galatasaray’da bir yıl oynadıktan daha sonra ayrılmak istemiyordum. Fernando Muslera ile takas olma mümkünlüğü belirdi. Tarihin bizi haklı çıkardığı takas gerçekleştikten daha sonra ben Lazio’da epeyce yeterli 4 yıl geçirdim. Muslera da hala Galatasaray’da oynamaya devam ediyor. Şampiyonluklarda kulüp tarihine geçen düzgün bir grup kaptanı. Galatasaray mesleğinin bu kadar mükemmel geçmesinden dolayı onun ismine fazlaca memnunum.
Kendi adıma konuşmak gerekirse; Türkiye’deki bir yılımdan nitekim keyif aldım. Sonuçlar açısından fazlaca uygun olmasa bile kentle, taraftarla ve herkesle hayli uygun bir ilgim vardı. Türkiye’ye ne vakit gelsem, büyük sevgi ve hürmet gördüm. Bu sahiden olağanüstü.
İlerleyen devirde teknik yöneticilik yapmayı değil lakin ancak futbol dünyasının ortasında kalmayı düşünüyorum. Medyada yorumculuk yapıyorum. Şayet bir gün sportif yöneticilik üzere bir projeye adım atmaya karar verirsem ve kâfi de olabilirsem Türkiye’ye dönmek ve çalışmak isterim.
Herkese düzgün bahtlar.
Muhteşem Lig’in rekabet düzeyi çok yüksek bir lig olduğunu, tarihi başarılarla dolu 4 büyük kadro haricinde da hayli uygun kadroların olduğunu söyleyebilirim. Türkiye’de futbola dayanılmaz bir tutku var. İlerleyen devirde Arnavut, Kosovalı ve Kuzey Makedonyalı futbolcuyu goreceğimize eminim. Almanya’da, İtalya’da, Fransa’da yahut İsviçre’de büyüyüp bu liglede oynayan oyuncuların yanı sıra Arnavutluk’ta yetişen oyuncuları da Türkiye Üstün Ligi’nde bakılırsabiliriz. Bu onlar için, daha yeterli bir lige gitmek ismine büyük bir adım olabilir.”
İşte Lorik Cana’nın özel açıklamaları;
“Herkese merhaba,
Bu yıl Avrupa Ligi’nde benim için özel bir küme var. Marsilya, Galatasaray ve Lazio birebir kümede. Bu neredeyse Şampiyonlar Ligi düzeyinde bir küme.
Her kadronun Avrupa kupalarında ve Şampiyonlar Ligi’nde oynama deneyimi var. Bana göre Galatasaray açısından her maç epey farklı ve fazlaca sıkıntı geçecektir. Kümenin büyük bir favorisi yok. Her kadronun bir üst çeşide kalma ihtimali var. Umarım eski takımlarımdan ikisi çeşit atlamayı başarır. Galatasaray ve Lazio ile kuvvetli bağlarım var lakin ben genç bir çocukken Marsilya’nın bir taraftarı olarak çıkış yaptım. ötürüsıyla kümede Marsilya benim birinci tercihim olur. Galatasaray ile Marsilya içindeki maçlar enteresan geçecektir.
Galatasaray, son 25 yılında kulüp tarihine geçmiş şahane bir teknik yöneticiye sahip. Deneyimli de bir grup. Bu dönem olabilir mi bilmiyorum fakat geçen dönem şampiyon olmaya fazlaca yaklaşmışlardı. Hatta Şampiyonlar Ligi’nde oynamayı hak etmişlerdi. Yeterli kurulmuş bir kadro olduklarını düşünüyorum ancak Avrupa Ligi kolay geçmeyecektir. Zira hem Lazio tıpkı vakitte Marsilya uygun gruplar kurdu. Roma’da yaşıyorum, bu niçinle maçları stattan izleyeceğim.
Lazio müsabakası, özel ve olağan dışı bir maç olacaktır. Sarri üzere olağanüstü teknik yöneticileri ve yeni bir oyun anlayışları var. 3-5-2 dizilişinden Sarri’nin klasik 4-4-2’sine geçiş yaptılar. Çok enteresan bir maç olacaktır. Maçı izlerken eğleneceğime eminim.
Galatasaray’dan ayrılalı 10 yıl oldu. Lazio’ya transfer olmadan evvel 1 yıl Türkiye’de geçirdim. Aslında birinci geldiğim periyotta Galatasaray’da en az 4-5 yıl kalmayı düşünüyordum. Fakat bu biçimde olmadı, ekip olarak âlâ bir yıl geçiremedik. ondan sonrasında Avrupa’da, İtalya Ligi’nde oynama ihtimali ortaya çıktı. Bu benim adıma kolay olmayan ancak hakikat bir karardı. Zira Galatasaray’da bir yıl oynadıktan daha sonra ayrılmak istemiyordum. Fernando Muslera ile takas olma mümkünlüğü belirdi. Tarihin bizi haklı çıkardığı takas gerçekleştikten daha sonra ben Lazio’da epeyce yeterli 4 yıl geçirdim. Muslera da hala Galatasaray’da oynamaya devam ediyor. Şampiyonluklarda kulüp tarihine geçen düzgün bir grup kaptanı. Galatasaray mesleğinin bu kadar mükemmel geçmesinden dolayı onun ismine fazlaca memnunum.
Kendi adıma konuşmak gerekirse; Türkiye’deki bir yılımdan nitekim keyif aldım. Sonuçlar açısından fazlaca uygun olmasa bile kentle, taraftarla ve herkesle hayli uygun bir ilgim vardı. Türkiye’ye ne vakit gelsem, büyük sevgi ve hürmet gördüm. Bu sahiden olağanüstü.
İlerleyen devirde teknik yöneticilik yapmayı değil lakin ancak futbol dünyasının ortasında kalmayı düşünüyorum. Medyada yorumculuk yapıyorum. Şayet bir gün sportif yöneticilik üzere bir projeye adım atmaya karar verirsem ve kâfi de olabilirsem Türkiye’ye dönmek ve çalışmak isterim.
Herkese düzgün bahtlar.
Muhteşem Lig’in rekabet düzeyi çok yüksek bir lig olduğunu, tarihi başarılarla dolu 4 büyük kadro haricinde da hayli uygun kadroların olduğunu söyleyebilirim. Türkiye’de futbola dayanılmaz bir tutku var. İlerleyen devirde Arnavut, Kosovalı ve Kuzey Makedonyalı futbolcuyu goreceğimize eminim. Almanya’da, İtalya’da, Fransa’da yahut İsviçre’de büyüyüp bu liglede oynayan oyuncuların yanı sıra Arnavutluk’ta yetişen oyuncuları da Türkiye Üstün Ligi’nde bakılırsabiliriz. Bu onlar için, daha yeterli bir lige gitmek ismine büyük bir adım olabilir.”