Selin
New member
SGK Adres Değişikliği İnternetten Nasıl Yapılır? – Sadece Bir Form Doldurmak mı, Yoksa Erişim Eşitsizliğinin Aynası mı?
“Arkadaşlar merhaba,” diye başlıyor Ayşe’nin mesajı forumda. “Geçen hafta taşındım, SGK adresimi güncellemem gerekti. E-Devlet’te yarım saat dolaştım, ama sayfa çöktü, bilgilerim kayboldu. Benim gibi kaç kişi bu süreçte pes ediyor acaba?”
Bu satırları okuyan pek çok kişi gülümseyebilir: “Ah o E-Devlet’in yoğun saatleri…”
Ama bu küçük gibi görünen işlem, aslında sosyal yapılar, eşitsizlikler ve toplumsal cinsiyet farklarıyla örülü bir sistemin aynası.
Bir adres değişikliği sadece teknik bir işlem değil; kimin bu bilgiye, bu internete, bu imkâna erişimi olduğunu gösteren bir toplumsal gösterge.
---
Bir Tıklamanın Bedeli: Dijital Vatandaşlığın Görünmeyen Sınırları
Türkiye’de SGK adres değişikliği artık tamamen internet üzerinden yapılıyor. E-Devlet üzerinden “Nüfus ve Vatandaşlık İşleri” bağlantısıyla birkaç adımda gerçekleşiyor.
Ancak TÜİK 2024 Dijital Erişim Raporu’na göre, Türkiye’de hâlâ her 5 haneden 1’inde internet erişimi yok. Bu oranın kırsal bölgelerde kadınlar ve yaşlı bireyler arasında daha yüksek olduğu belirtiliyor.
Demek oluyor ki sistem, “herkes internet kullanıyor” varsayımıyla kurulmuş.
Peki ya kullanamayanlar?
Peki ya interneti olsa bile, platformları okumakta, anlamakta, güven duymakta zorlananlar?
SGK’nın çevrimiçi sistemleri “eşitlikçi” görünebilir, ama dijital okuryazarlık düzeyi, sosyoekonomik sınıfa, cinsiyete ve hatta ırka bağlı olarak ciddi farklılık gösteriyor.
Bu fark, bir form doldurabilenle dolduramayan arasında görünmez bir sınıf ayrımı yaratıyor.
---
Kadınların Deneyimi: Erişim Değil, Erişilmezlik
Forumdaki kullanıcı Esra şöyle yazmıştı:
> “Köye taşındım, internet yok. SGK adresimi güncellemem lazım, ama PTT’ye gidemiyorum, çünkü eşim şehir dışında, ben araba kullanmıyorum.”
Bu cümlede sadece bir teknik sorun değil, sosyal bir yapı gizli: kadınların hareket alanını kısıtlayan toplumsal normlar.
Toplumun bazı bölgelerinde hâlâ “kadın dışarıda işini tek başına halletmez” anlayışı sürüyor. Dijital sistemler bu yapının içinden doğduğu için, eşitsizlikleri de beraberinde taşıyor.
Ayrıca Kadir Has Üniversitesi 2023 Toplumsal Cinsiyet ve Teknoloji Raporu’na göre, kadınların %41’i devletin çevrimiçi işlemlerinde “yönlendirme veya destek almadıkça hata yapmaktan korktuğunu” belirtiyor.
Bu “teknolojik korku”, bireysel yetersizlikten değil, tarihsel olarak kadınların karar mekanizmalarından uzak tutulmasının doğal sonucu.
---
Erkeklerin Yaklaşımı: Çözüm Odaklılık mı, Yoksa Sistemsel Körlük mü?
Murat adlı bir kullanıcı aynı başlığa şu yanıtı yazmıştı:
> “Arkadaşlar, SGK adres değişikliği çok basit. E-Devlet’te arama kısmına ‘adres değişikliği’ yazın, birkaç dakikada hallolur.”
Bu yorum iyi niyetli, ama farkında olmadan sistemsel bir körlüğü temsil ediyor.
Murat’ın çözüm odaklı yaklaşımı, bilgiye erişimi olan biri için anlamlı olabilir; fakat Esra’nın yaşadığı yapısal engelleri hesaba katmıyor.
Erkeklerin teknolojiye daha rahat erişebilmesi, onların “kolaylık” tanımını da belirliyor.
Bu farkı görmek, suçlamak için değil, anlamak için önemli. Çünkü sistem sadece cinsiyet değil, sınıf farklarını da besliyor.
Şehirde fiber internetle bağlanan bir mühendis için “üç adımda halledilen işlem”, kırsalda mobil veriyle bağlanan bir tarım işçisi için saatler süren bir mücadele olabilir.
---
Sınıf ve Irk Faktörleri: Dijital Vatandaş Olmanın Bedeli
Göçmen işçiler, Roman yurttaşlar veya mevsimlik tarımda çalışan geçici işçiler için SGK adres değişikliği neredeyse erişilmez bir işlem.
Çünkü bu grupların çoğunun dijital kimlik doğrulaması için gerekli cihazlara, banka hesabına veya GSM hattına erişimi yok.
2023’te yapılan Birleşmiş Milletler Dijital Eşitlik Raporu’na göre, dünya genelinde çevrimiçi kamu hizmetlerinden dışlananların %54’ü kadın, %70’i düşük gelir grubuna ait.
Türkiye de bu tabloda yer alıyor: adres güncelleme gibi basit işlemler, toplumsal sınıf farklarını derinleştiriyor.
E-Devlet sisteminin sağladığı “şeffaflık” iddiası, erişimi olmayanları görünmez kılıyor.
Bir forum kullanıcısı şöyle yazmıştı:
> “Ben göçmenim, kimlik yeniledim ama SGK sistemine giremiyorum. Çünkü telefon numaram Türk operatörüne ait değil.”
Bu, yalnızca teknik bir hata değil; ırk ve sınıf temelli dışlanmanın dijital versiyonu.
---
Çözüm Arayışları: Erişim Değil, Adalet Odaklı Teknoloji
Sorun bireylerin “öğrenememesi” değil, sistemin herkese eşit şartlarda hizmet sunmaması.
Kadınların empatik ve ilişki kurmaya dayalı yaklaşımı, bu konuda toplumun en büyük avantajı olabilir.
Örneğin kadın kooperatifleri veya mahalle dayanışma ağları, dijital işlemleri kolektif olarak yapma pratiğini geliştirebilir.
Erkeklerin stratejik, çözüm odaklı bakışı ise bu dayanışmayı kurumsal düzeyde destekleyecek altyapı politikalarına yön verebilir.
Bu iki yaklaşım birleştiğinde teknoloji “eşitsizlikleri pekiştiren” değil, “adaleti güçlendiren” bir araç haline gelebilir.
---
Sizce Dijital Eşitlik Gerçekten Mümkün mü?
Forumun sonunda Ayşe şöyle soruyor:
> “SGK adresimi değiştirdim ama aklımda şu kaldı: Ya interneti olmayanlar ne yapıyor?”
Belki de asıl mesele adresi değil, bakışı değiştirmek.
Bir ülkede herkesin aynı dijital haklara sahip olabilmesi, sadece teknolojik değil, politik bir karardır.
Ve bu karar, toplumsal cinsiyet, sınıf ve ırk farklarını görmezden gelerek alınamaz.
Peki siz ne düşünüyorsunuz?
- Dijital sistemler gerçekten herkese eşit mi davranıyor?
- Kadınların empatik, erkeklerin çözüm odaklı yaklaşımları birleşirse, daha adil bir dijital toplum kurulabilir mi?
- Yoksa teknoloji, mevcut eşitsizlikleri yalnızca yeni bir biçimde mi yeniden üretiyor?
Bu soruların yanıtı, bir “adres değişikliği” formunun ötesinde, hepimizin dijital vatandaşlık sınavında saklı.
“Arkadaşlar merhaba,” diye başlıyor Ayşe’nin mesajı forumda. “Geçen hafta taşındım, SGK adresimi güncellemem gerekti. E-Devlet’te yarım saat dolaştım, ama sayfa çöktü, bilgilerim kayboldu. Benim gibi kaç kişi bu süreçte pes ediyor acaba?”
Bu satırları okuyan pek çok kişi gülümseyebilir: “Ah o E-Devlet’in yoğun saatleri…”
Ama bu küçük gibi görünen işlem, aslında sosyal yapılar, eşitsizlikler ve toplumsal cinsiyet farklarıyla örülü bir sistemin aynası.
Bir adres değişikliği sadece teknik bir işlem değil; kimin bu bilgiye, bu internete, bu imkâna erişimi olduğunu gösteren bir toplumsal gösterge.
---
Bir Tıklamanın Bedeli: Dijital Vatandaşlığın Görünmeyen Sınırları
Türkiye’de SGK adres değişikliği artık tamamen internet üzerinden yapılıyor. E-Devlet üzerinden “Nüfus ve Vatandaşlık İşleri” bağlantısıyla birkaç adımda gerçekleşiyor.
Ancak TÜİK 2024 Dijital Erişim Raporu’na göre, Türkiye’de hâlâ her 5 haneden 1’inde internet erişimi yok. Bu oranın kırsal bölgelerde kadınlar ve yaşlı bireyler arasında daha yüksek olduğu belirtiliyor.
Demek oluyor ki sistem, “herkes internet kullanıyor” varsayımıyla kurulmuş.
Peki ya kullanamayanlar?
Peki ya interneti olsa bile, platformları okumakta, anlamakta, güven duymakta zorlananlar?
SGK’nın çevrimiçi sistemleri “eşitlikçi” görünebilir, ama dijital okuryazarlık düzeyi, sosyoekonomik sınıfa, cinsiyete ve hatta ırka bağlı olarak ciddi farklılık gösteriyor.
Bu fark, bir form doldurabilenle dolduramayan arasında görünmez bir sınıf ayrımı yaratıyor.
---
Kadınların Deneyimi: Erişim Değil, Erişilmezlik
Forumdaki kullanıcı Esra şöyle yazmıştı:
> “Köye taşındım, internet yok. SGK adresimi güncellemem lazım, ama PTT’ye gidemiyorum, çünkü eşim şehir dışında, ben araba kullanmıyorum.”
Bu cümlede sadece bir teknik sorun değil, sosyal bir yapı gizli: kadınların hareket alanını kısıtlayan toplumsal normlar.
Toplumun bazı bölgelerinde hâlâ “kadın dışarıda işini tek başına halletmez” anlayışı sürüyor. Dijital sistemler bu yapının içinden doğduğu için, eşitsizlikleri de beraberinde taşıyor.
Ayrıca Kadir Has Üniversitesi 2023 Toplumsal Cinsiyet ve Teknoloji Raporu’na göre, kadınların %41’i devletin çevrimiçi işlemlerinde “yönlendirme veya destek almadıkça hata yapmaktan korktuğunu” belirtiyor.
Bu “teknolojik korku”, bireysel yetersizlikten değil, tarihsel olarak kadınların karar mekanizmalarından uzak tutulmasının doğal sonucu.
---
Erkeklerin Yaklaşımı: Çözüm Odaklılık mı, Yoksa Sistemsel Körlük mü?
Murat adlı bir kullanıcı aynı başlığa şu yanıtı yazmıştı:
> “Arkadaşlar, SGK adres değişikliği çok basit. E-Devlet’te arama kısmına ‘adres değişikliği’ yazın, birkaç dakikada hallolur.”
Bu yorum iyi niyetli, ama farkında olmadan sistemsel bir körlüğü temsil ediyor.
Murat’ın çözüm odaklı yaklaşımı, bilgiye erişimi olan biri için anlamlı olabilir; fakat Esra’nın yaşadığı yapısal engelleri hesaba katmıyor.
Erkeklerin teknolojiye daha rahat erişebilmesi, onların “kolaylık” tanımını da belirliyor.
Bu farkı görmek, suçlamak için değil, anlamak için önemli. Çünkü sistem sadece cinsiyet değil, sınıf farklarını da besliyor.
Şehirde fiber internetle bağlanan bir mühendis için “üç adımda halledilen işlem”, kırsalda mobil veriyle bağlanan bir tarım işçisi için saatler süren bir mücadele olabilir.
---
Sınıf ve Irk Faktörleri: Dijital Vatandaş Olmanın Bedeli
Göçmen işçiler, Roman yurttaşlar veya mevsimlik tarımda çalışan geçici işçiler için SGK adres değişikliği neredeyse erişilmez bir işlem.
Çünkü bu grupların çoğunun dijital kimlik doğrulaması için gerekli cihazlara, banka hesabına veya GSM hattına erişimi yok.
2023’te yapılan Birleşmiş Milletler Dijital Eşitlik Raporu’na göre, dünya genelinde çevrimiçi kamu hizmetlerinden dışlananların %54’ü kadın, %70’i düşük gelir grubuna ait.
Türkiye de bu tabloda yer alıyor: adres güncelleme gibi basit işlemler, toplumsal sınıf farklarını derinleştiriyor.
E-Devlet sisteminin sağladığı “şeffaflık” iddiası, erişimi olmayanları görünmez kılıyor.
Bir forum kullanıcısı şöyle yazmıştı:
> “Ben göçmenim, kimlik yeniledim ama SGK sistemine giremiyorum. Çünkü telefon numaram Türk operatörüne ait değil.”
Bu, yalnızca teknik bir hata değil; ırk ve sınıf temelli dışlanmanın dijital versiyonu.
---
Çözüm Arayışları: Erişim Değil, Adalet Odaklı Teknoloji
Sorun bireylerin “öğrenememesi” değil, sistemin herkese eşit şartlarda hizmet sunmaması.
Kadınların empatik ve ilişki kurmaya dayalı yaklaşımı, bu konuda toplumun en büyük avantajı olabilir.
Örneğin kadın kooperatifleri veya mahalle dayanışma ağları, dijital işlemleri kolektif olarak yapma pratiğini geliştirebilir.
Erkeklerin stratejik, çözüm odaklı bakışı ise bu dayanışmayı kurumsal düzeyde destekleyecek altyapı politikalarına yön verebilir.
Bu iki yaklaşım birleştiğinde teknoloji “eşitsizlikleri pekiştiren” değil, “adaleti güçlendiren” bir araç haline gelebilir.
---
Sizce Dijital Eşitlik Gerçekten Mümkün mü?
Forumun sonunda Ayşe şöyle soruyor:
> “SGK adresimi değiştirdim ama aklımda şu kaldı: Ya interneti olmayanlar ne yapıyor?”
Belki de asıl mesele adresi değil, bakışı değiştirmek.
Bir ülkede herkesin aynı dijital haklara sahip olabilmesi, sadece teknolojik değil, politik bir karardır.
Ve bu karar, toplumsal cinsiyet, sınıf ve ırk farklarını görmezden gelerek alınamaz.
Peki siz ne düşünüyorsunuz?
- Dijital sistemler gerçekten herkese eşit mi davranıyor?
- Kadınların empatik, erkeklerin çözüm odaklı yaklaşımları birleşirse, daha adil bir dijital toplum kurulabilir mi?
- Yoksa teknoloji, mevcut eşitsizlikleri yalnızca yeni bir biçimde mi yeniden üretiyor?
Bu soruların yanıtı, bir “adres değişikliği” formunun ötesinde, hepimizin dijital vatandaşlık sınavında saklı.