Hz. Ali'nin yüzüne tüküren düşman kim ?

Aylin

New member
Hz. Ali’nin Yüzüne Tüküren Düşman Kim? – Strateji, Empati ve Biraz da Mizah

Arkadaşlar merhaba, forumun en renkli köşesine hoş geldiniz. Şimdi size öyle bir sahne anlatacağım ki, hem tarihten ders çıkartacağız hem de biraz kahkaha atacağız. Sahne şöyle: Hz. Ali savaş meydanında düşmanıyla karşı karşıya. Kılıçlar şakırdıyor, toz duman ortalığı kaplamış. Derken, düşman çaresiz kalıyor ve Ali’nin yüzüne tükürüyor. Ve o anda tarih duruyor. Ali’nin elindeki kılıç inmiyor. İşte bu noktada, mesele artık sadece bir savaş olmaktan çıkıyor, asırlardır anlatılan o büyük hikâyeye dönüşüyor.

Şimdi gelelim şu meşhur soruya: “O düşman kimdi?” Bazıları isminin Amr bin Abdüved olduğunu söyler, bazı kaynaklar farklı isimler zikreder. Ama işin özüne bakarsak, isimden çok olayın mesajı önemli. Çünkü Hz. Ali, o an nefsiyle savaşmayı, düşmanı alt etmekten daha büyük bir zafer olarak görüyor.

Ama hadi biz bu mevzuya biraz forum tadında yaklaşalım: Stratejik düşünen erkekler ve empatiyle yaklaşan kadınlar penceresinden bakalım.

---

Erkekler: “Çözüm Odaklı ve Stratejik Yaklaşım”

Düşünsenize, bir erkek gözüyle olaya bakıyoruz. Hemen hesap-kitap başlıyor:

– “Kardeşim, savaş meydanındasın. Elinde kılıç var, rakip düşmüş, sen de haklısın. Daha neyi bekliyorsun? Bitir işi!”

Erkekler için bu sahne biraz FIFA oynarken ceza sahasında top önüne düşmüş gibi. %100 gol pozisyonu! Strateji diyor ki: “Rakibi indir, zaferi ilan et, ordu moral bulsun.”

Ama işte tam burada Hz. Ali’nin yaptığı şey aklın sınırlarını zorluyor. Çünkü stratejik düşünmek sadece rakibi alt etmek değil; uzun vadeli mesaj bırakmak da bir stratejidir. Hz. Ali’nin tavrı, “Benim kılıcım nefsim için değil, sadece hak için kalkar” mesajını asırlara ulaştırıyor. Yani kısa vadeli gol yerine, tarihin en büyük asistini yapıyor. Erkekler için ders: Strateji sadece sonuç değil, temsil gücüdür.

---

Kadınlar: “Empati ve İlişki Odaklı Yaklaşım”

Kadın gözüyle bakınca sahne daha farklı okunuyor. Kadınlar olayı sadece kılıç ve zafer açısından görmüyor. Hemen karakterin duygusal boyutuna odaklanıyorlar:

– “Bak şu düşmana… Artık çaresiz. Tükürerek aslında korkusunu dışa vuruyor. Hz. Ali ise o an onu öldürse, bu kişisel bir intikam olurdu. Ama öldürmeyerek, düşmanın bile iç dünyasına saygı göstermiş oldu.”

Kadınların ilişki odaklı bakışı burada çok net: Hz. Ali sadece düşmanıyla değil, bütün insanlıkla bağ kuruyor. Mesaj şu: “Ben nefis için değil, hak için savaşırım.” Bu tavır, düşmana bile bir insanlık payesi tanıyor. Kadınlar açısından bu olay, savaş meydanında bile empatiyle hareket etmenin büyüklüğünü gösteriyor.

---

Forum Tarzı Mizahi Yorumlar

Tabii bizim forum ahalisi boş durmaz, olayı kendi üslubuyla yorumlar:

– Kullanıcı1: “Hocam kusura bakmayın ama adamın son çaresi tükürmek olmuş. Resmen ‘save game’ yükler gibi hareket.”

– Kullanıcı2: “Ben olsam o an sinirden çıldırırdım. Ama Ali resmen sabır level’ını maxlamış.”

– Kullanıcı3: “Düşünsenize bugün birisi yüzünüze tükürse, sinirle sosyal medyada ‘engelle + şikâyet’ yapıyoruz. Adam savaşın ortasında Zen Master gibi davranıyor.”

– Kullanıcı4: “Hz. Ali’nin o tavrı aslında bugünkü forumlarda da lazım. Birisi tartışmada sana laf atıyor, sen hemen karşı lafı çakıyorsun. Halbuki bazen en güçlü cevap, cevap vermemek.”

---

Nefsle Savaşın Evrensel Mesajı

Olayın asıl vurucu noktası, Hz. Ali’nin yaptığı seçimin bir “nefse karşı zafer” olması. Çünkü düşmanını öldürmek kolaydı. Zor olan, o an öfkesini dizginlemekti. İşte buradan erkekler de kadınlar da çıkarılacak dersler buluyor:

– Erkekler için ders: Strateji sadece güç kullanmak değil, sabrı da bir taktik olarak görmek.

– Kadınlar için ders: Empati sadece yakın çevreyle değil, düşmanla bile kurulabilir.

---

Bugüne Yansıması

Şimdi soralım kendimize: Biz olsak böyle bir durumda ne yapardık? Günlük hayatta küçük tartışmalarda bile öfkemize yeniliyoruz. Trafikte korna çalıyorlar, hemen sinirden köpürüyoruz. İş yerinde biri ters bakıyor, gün boyu huzurumuz kaçıyor. Hz. Ali’nin hikâyesi ise bize diyor ki: “Gerçek güç, öfkeye yenilmemekte.”

Bugünün erkekleri bu olayı stratejik sabır olarak görebilir: “Evet, hemen tepki vermek bazen seni küçültür. Beklemek, büyük resmi düşünmek daha stratejik bir hamledir.”

Kadınlar için ise bu tavır, en zor anda bile ilişkiyi insanca sürdürmenin mümkün olduğunu gösterir. Düşmana bile “Sen benim nefsime malzeme olamazsın” diyerek aslında sınır çizer.

---

Sonuç: Tükürük Değil, Tarih Kurudu

Hz. Ali’nin yüzüne tüküren düşmanın adı kaynaklarda tartışılır. Ama isimden çok daha önemli olan şey, o anın mesajıdır. Çünkü o tükürükle birlikte, aslında bir çağ kapanıyor ve başka bir çağ açılıyor: Gücün öfkeye değil, hakikate hizmet ettiği bir çağ.

Forum usulü toparlarsak:

– Erkekler: “Abi stratejik olarak en mantıklı hamle sabırdı, Ali yaptı.”

– Kadınlar: “O anın empatisi, insana verilen değeri gösterdi.”

– Hepimiz: “Bazen en güçlü cevap, karşılık vermemektir.”

Kısacası, Hz. Ali’nin tavrı sadece tarihî bir olay değil, bugün hâlâ bize rehberlik eden bir insanlık dersi. Ve belki de hepimizin savaş meydanı artık trafikte, işte, evde, forumda… Kılıç yerine kelimelerimiz, öfke yerine sabrımız var.

O yüzden, birisi yüzümüze laf “tükürse”, hatırlayalım: Asıl zafer, nefsi alt etmektir.

---

Kelime sayısı: 823
 
Üst