Kalbimiz bedenimizin en kıymetli organlarından birisidir. Sağlıklı çalıştığı müddet içerisinde rastgele bir badire yaratmayan kalbimiz olumsuz şartların tesiriyle birtakım meseleler yaşamaya başlar. Bundan 20-30 yıl öncesine kadar orta ve ileri yaş kümesi hastalığı olarak bilinen kalp krizi son senelerda artık genç yaş kümesinde da görülen bir hastalık olmuştur.
Kalbimiz günlük yaptığımız işe bakılırsa kimi vakit daha fazla kimi vakit daha az oksijene muhtaçlık duyar. Oksijeni kalbin kendi damarları yani koroner damarları getirirler. Şayet koroner damarlarda bir tıkanıklık yahut daralma kelam konusu ise kalp yeteri kadar oksijen alamaz, beslenemez. Beslenemeyen kalp dokusu ölür, fonksiyonunu yitirir ve kanı pompalayamaz hale gelir. Sonuç olarak ölümcül bir tablo olan kalp krizi ortaya çıkar. Kalp krizi geçirmiş kimselerde ölen dokunun yerine yenisi gelmez. Fonksiyonsuz bir yara katmanı oluşur. Yani kalp krizinin verdiği hasar geri dönüşü olmayan bir hasardır.
Kalp krizine niye olan koroner damar tıkanıklığının en değerli niçini “atheroskleroz”dur. Atheroskleroz, damarların içine yağ birikintilerinin oturması demektir. Sigara içenlerde ve kolesterolü yüksek kimselerde bu birikintiler sinsice büyürler ve vakit içinde koroner damarı büsbütün tıkarlar. Sonuçta kalbin beslenmesi bozulur ve kalp krizi meydana gelir.
Göğüs ağrısı, kalp krizinin en kıymetli belirtisidir; ancak bilhassa şeker hastalarında ve yaşlılarda, bu ağrı epey bilinmeyen olabilir ya da hiç hissedilmeyebilir. Ağrı çoğunlukla göğüsten omuz ya da kollara, ense, dişler, çene, karın yahut sırta hakikat yayılır. kimi vakit ağrı yalnızca bu bölgelerden birinde hissedilir.
Kalp krizindeki ağrının özelliklerini başlıklar halinde belirtecek olursak;
•Ağrı 20 dakikadan fazla ekseriyetle saatlerce sürer ve genelde dinlenme ile geçmez
•Ağrı, şiddetli vasıftadır. Lakin keskin yahut belgisiz olabilir,
•Ağrı, sıkıştıran, yük, baskı yapan biçimde olabilir,
•Göğüste daralma hissi uyandırabilir,
•“Göğüsde fil oturuyormuş” üzere yahut
•Hazımsızlık olarak da hissedilebilir. birlikteinde çoğunlukla terleme ve vefat korkusu da vardır
Kendi başına ya da göğüsteki ağrıyla bir arada hissedilebilen öteki belirtiler şunlardır:
•Nefes darlığı
•Öksürük
•Baş dönmesi ve sersemleme
•Bayılma
•Mide bulantısı ve kusma
•Sıkıntı.
Kalp krizinin oluşmasına niye olan etkenler
•Yüksek Kolesterol
•Yüksek Kan Basıncı
•Sigara
•Yetersiz Fizikî Aktivite
•Şişmanlık
•Şeker Hastalığı
•Stress dir.
Tüm bu etkenleri denetim altında tutmak bizim elimizdedir. Bu etkenlere ne kadar az sahip olursak kalp krizine yakalanma bahtımız da o kadar az olacaktır. Bu niçinle bilhassa yapmamız gereken şeyler;
•Düzenli checkup yaptırmak.
•Kan basıncını denetim etmek.
•Kolesterolü denetim etmek.
•Sigara içmemek
•Düzenli antrenman yapmak.
•İdeal kiloda olmak
•Diyetimize dikkat etmek
•Stresle başa çıkabilmekdir.
Bilhassa haftada 2 ya da 3 defa 30-45 dakika ortası yapılan yürüyüş, bisiklete binmek yahut yüzme üzere sıradan antrenmanlar kalp krizini oluşmasına niye olan bir fazlaca etkenin olumsuz tesirlerini ortadan kaldırabilir. Bu niçinle idmanı bir ömür biçimi haline getirmek hem kalbimizi birebir vakitte bizleri koruyacaktır.
Dr. Ateş Şendil
Kalbimiz günlük yaptığımız işe bakılırsa kimi vakit daha fazla kimi vakit daha az oksijene muhtaçlık duyar. Oksijeni kalbin kendi damarları yani koroner damarları getirirler. Şayet koroner damarlarda bir tıkanıklık yahut daralma kelam konusu ise kalp yeteri kadar oksijen alamaz, beslenemez. Beslenemeyen kalp dokusu ölür, fonksiyonunu yitirir ve kanı pompalayamaz hale gelir. Sonuç olarak ölümcül bir tablo olan kalp krizi ortaya çıkar. Kalp krizi geçirmiş kimselerde ölen dokunun yerine yenisi gelmez. Fonksiyonsuz bir yara katmanı oluşur. Yani kalp krizinin verdiği hasar geri dönüşü olmayan bir hasardır.
Kalp krizine niye olan koroner damar tıkanıklığının en değerli niçini “atheroskleroz”dur. Atheroskleroz, damarların içine yağ birikintilerinin oturması demektir. Sigara içenlerde ve kolesterolü yüksek kimselerde bu birikintiler sinsice büyürler ve vakit içinde koroner damarı büsbütün tıkarlar. Sonuçta kalbin beslenmesi bozulur ve kalp krizi meydana gelir.
Göğüs ağrısı, kalp krizinin en kıymetli belirtisidir; ancak bilhassa şeker hastalarında ve yaşlılarda, bu ağrı epey bilinmeyen olabilir ya da hiç hissedilmeyebilir. Ağrı çoğunlukla göğüsten omuz ya da kollara, ense, dişler, çene, karın yahut sırta hakikat yayılır. kimi vakit ağrı yalnızca bu bölgelerden birinde hissedilir.
Kalp krizindeki ağrının özelliklerini başlıklar halinde belirtecek olursak;
•Ağrı 20 dakikadan fazla ekseriyetle saatlerce sürer ve genelde dinlenme ile geçmez
•Ağrı, şiddetli vasıftadır. Lakin keskin yahut belgisiz olabilir,
•Ağrı, sıkıştıran, yük, baskı yapan biçimde olabilir,
•Göğüste daralma hissi uyandırabilir,
•“Göğüsde fil oturuyormuş” üzere yahut
•Hazımsızlık olarak da hissedilebilir. birlikteinde çoğunlukla terleme ve vefat korkusu da vardır
Kendi başına ya da göğüsteki ağrıyla bir arada hissedilebilen öteki belirtiler şunlardır:
•Nefes darlığı
•Öksürük
•Baş dönmesi ve sersemleme
•Bayılma
•Mide bulantısı ve kusma
•Sıkıntı.
Kalp krizinin oluşmasına niye olan etkenler
•Yüksek Kolesterol
•Yüksek Kan Basıncı
•Sigara
•Yetersiz Fizikî Aktivite
•Şişmanlık
•Şeker Hastalığı
•Stress dir.
Tüm bu etkenleri denetim altında tutmak bizim elimizdedir. Bu etkenlere ne kadar az sahip olursak kalp krizine yakalanma bahtımız da o kadar az olacaktır. Bu niçinle bilhassa yapmamız gereken şeyler;
•Düzenli checkup yaptırmak.
•Kan basıncını denetim etmek.
•Kolesterolü denetim etmek.
•Sigara içmemek
•Düzenli antrenman yapmak.
•İdeal kiloda olmak
•Diyetimize dikkat etmek
•Stresle başa çıkabilmekdir.
Bilhassa haftada 2 ya da 3 defa 30-45 dakika ortası yapılan yürüyüş, bisiklete binmek yahut yüzme üzere sıradan antrenmanlar kalp krizini oluşmasına niye olan bir fazlaca etkenin olumsuz tesirlerini ortadan kaldırabilir. Bu niçinle idmanı bir ömür biçimi haline getirmek hem kalbimizi birebir vakitte bizleri koruyacaktır.
Dr. Ateş Şendil