Selin
New member
Olay Örgüsü ve Olay Aynı Şey mi? – Hikâyenin İçinden Bir Gerçek
Bir akşamüstüydü. Forumun “Yazarlık Üzerine Sohbetler” başlığı altında herkes bir şeyler tartışıyordu. Ben ise elimde kahvem, pencereden dışarıya bakarken birden yazmak istedim. Çünkü az önce evde yaşanan küçük bir tartışma bana bu konuyu hatırlatmıştı: “Olay örgüsü ve olay aynı şey mi?”
Bölüm 1: Evin İçindeki Küçük Fırtına
Akşam yemeğinde Mehmet gazetesine gömülmüş, haberlere dalmıştı. Masada sessizlik vardı. Bir anda eşi Elif, sessizliği bozdu:
— Mehmet, şu romanı bitirdim. Çok güzeldi ama sanki olaylar birbirine karışmış gibiydi.
Mehmet, gözlüğünü çıkarıp ciddi bir ifadeyle baktı:
— O zaman yazar olay örgüsünü düzgün kuramamış demektir.
Elif kaşlarını kaldırdı:
— Olay örgüsü mü? Olaydan farkı ne ki?
İşte mesele tam da buydu. Küçük bir cümleyle başlayan bu konuşma, bir evde başlayan ve forumlara kadar uzanan bir düşünce yolculuğuna dönüştü.
Bölüm 2: Stratejik Düşünceyle Empatik Yaklaşımın Çatışması
Mehmet bir mühendis, her şeyi sistemli düşünürdü. Onun için her hikâye, bir planın ürünüydü.
— Bak Elif, olay dediğin tek bir şeydir. Mesela “bir adamın işini kaybetmesi”. Olay örgüsü ise o olayın nasıl başladığını, nereye vardığını, hangi adımlardan geçtiğini anlatır.
Elif çayından bir yudum aldı, hafifçe başını salladı:
— Ama bazen hikâyenin duygusu, olay örgüsünden daha önemlidir. Mesela o adam işini kaybettiğinde neler hissetti? Karısı ne düşündü? O, olay örgüsüne mi girer?
Mehmet gülümsedi:
— Sen hep duygudan yanasın.
— Evet, çünkü duygusuz olay örgüsü sadece bir çizelge olur.
Bu cümle, aralarındaki farkı anlatan en sade ama en derin ifade oldu. Erkek aklı stratejiyle açıklamaya çalışırken, kadın sezgisi hikâyenin kalbine inmeyi biliyordu.
Bölüm 3: Forumda Açılan Başlık
O gece Elif uyuduktan sonra Mehmet bilgisayarın başına geçti. Forumda yeni bir konu açtı:
> Olay mı, Olay Örgüsü mü? Aradaki Fark Ne Kadar Derin?
> Arkadaşlar, eşimle az önce bu konuda tartıştık. Olay tek bir eylem midir, yoksa olay örgüsüyle aynı şey mi? Sizce hangisi daha önemlidir?
Dakikalar içinde yanıtlar gelmeye başladı. Kimisi “fark yok” dedi, kimisi “olay örgüsü olayların sıralanışıdır” diye açıklama yaptı. Ama bir kullanıcı vardı, “DüşünceKahvesi” adlı bir kadın. Yazdığı mesaj Mehmet’i düşündürdü:
> “Olay, bir kıvılcımdır. Olay örgüsü ise o kıvılcımın nerelere sıçradığı, kimleri yaktığı, kimleri aydınlattığıdır.”
Mehmet mesajı okuduğunda duraksadı. Çünkü bu cümle, Elif’in söylediğiyle birebir aynı duyguyu taşıyordu.
Bölüm 4: Hikâyenin İçinde Hikâye
Ertesi gün Mehmet kahvaltı masasında Elif’e forumdaki mesajı gösterdi.
— Bak, biri senin gibi düşünüyor.
Elif göz ucuyla okudu ve gülümsedi:
— Çünkü kadınlar olay örgüsünü yaşamın içinden görür. Bir annenin sabah çocuğunu okula hazırlaması bile küçük olayların örgüsüdür.
Mehmet kaşlarını çattı:
— Ama bunları yazarken bir düzen gerekir.
— Düzen değil Mehmet, anlam gerekir. Düzen duygusuzsa hikâye bitmiştir.
İkisi de sustu. Çünkü her biri haklıydı. Erkek düzenle düşünüyordu, kadın anlamla. O anda fark ettiler ki hikâyeler de tıpkı insanlar gibiydi; biri planla yürür, diğeri kalple.
Bölüm 5: Olay ve Örgü Arasında
Bir hafta sonra Elif yeni bir hikâye yazmaya başladı. Adını “Bir Sonbahar Masası” koydu.
Hikâyede tek bir olay vardı: bir çiftin bir akşam yemeğinde sessizce ayrılması.
Ama olay örgüsü, o yemeğe giden yolu anlatıyordu: geçmişteki kırgınlıklar, unutulan doğum günleri, yarım kalan cümleler…
Mehmet hikâyeyi okuduğunda sessiz kaldı.
— Güzel yazmışsın.
— Neresini beğendin?
— Bilmiyorum, sanki o ayrılığın içinde bile bir bağlantı vardı.
Elif gülümsedi:
— İşte olay örgüsü o bağlantıdır. Tek bir olay, bir duygu yaratmaz. Ama o olayı hazırlayan zincir, insanı etkiler.
Mehmet başını salladı. Artık farkı anlamıştı.
Bölüm 6: Forumda Dönüş
Mehmet yeniden foruma girdi. Bu defa “Sonuç” başlığı altında şunu yazdı:
> “Olay, hikâyenin kalbinde atan tek bir an. Olay örgüsü ise o kalbe giden damarlar.
> Erkekler çoğu zaman kalbi bulmak ister; kadınlarsa o kalbe nasıl ulaşıldığını hisseder.
> Biri rotayı çizer, diğeri yolun hikâyesini anlatır.”
Altına yüzlerce yorum geldi. Kadın üyeler, “Bu tanım duyguyu anlatıyor” derken, erkek üyeler “Mantıklı açıklama olmuş” dedi. Herkes aynı noktaya farklı yollardan varmıştı.
Bölüm 7: Olayın Ötesinde İnsan
Bir akşam Elif, televizyonu kapatıp sessizce pencereye baktı.
— Fark ettin mi Mehmet? Biz de aslında bir hikâyenin içindeyiz. Olaylarımız aynı ama örgümüz farklı.
Mehmet şaşırdı:
— Nasıl yani?
— Ben her tartışmayı duygusal bir dönüm noktası gibi hissediyorum. Sen ise çözülmesi gereken bir problem gibi görüyorsun. İşte bu yüzden olaylarımız aynı ama örgümüz farklı.
Mehmet bir süre düşündü. O an Elif’in ne demek istediğini tam olarak anladı. Çünkü olay örgüsü sadece hikâyelerde değil, hayatın ta kendisindeydi.
Son Söz
Olay, bir taşın göle düşmesi gibidir. Ama olay örgüsü, o taşın oluşturduğu halkalardır.
Bazıları sadece taşı görür, bazıları suyun dalgalanışını hisseder.
Erkekler o taşın neden düştüğünü araştırır, kadınlar suyun nasıl değiştiğini fark eder.
Ve bir hikâyenin güzelliği, bu iki bakışın kesiştiği yerde doğar.
Forumda o gece son yorum Elif’ten geldi:
> “Olay tek bir nefes, olay örgüsü o nefesin yankısıdır.”
Mehmet sadece bir kalp emojisi bıraktı.
Belki de bazen bir hikâyeyi anlamak için açıklamaya değil, hissetmeye ihtiyaç vardı.
Bir akşamüstüydü. Forumun “Yazarlık Üzerine Sohbetler” başlığı altında herkes bir şeyler tartışıyordu. Ben ise elimde kahvem, pencereden dışarıya bakarken birden yazmak istedim. Çünkü az önce evde yaşanan küçük bir tartışma bana bu konuyu hatırlatmıştı: “Olay örgüsü ve olay aynı şey mi?”
Bölüm 1: Evin İçindeki Küçük Fırtına
Akşam yemeğinde Mehmet gazetesine gömülmüş, haberlere dalmıştı. Masada sessizlik vardı. Bir anda eşi Elif, sessizliği bozdu:
— Mehmet, şu romanı bitirdim. Çok güzeldi ama sanki olaylar birbirine karışmış gibiydi.
Mehmet, gözlüğünü çıkarıp ciddi bir ifadeyle baktı:
— O zaman yazar olay örgüsünü düzgün kuramamış demektir.
Elif kaşlarını kaldırdı:
— Olay örgüsü mü? Olaydan farkı ne ki?
İşte mesele tam da buydu. Küçük bir cümleyle başlayan bu konuşma, bir evde başlayan ve forumlara kadar uzanan bir düşünce yolculuğuna dönüştü.
Bölüm 2: Stratejik Düşünceyle Empatik Yaklaşımın Çatışması
Mehmet bir mühendis, her şeyi sistemli düşünürdü. Onun için her hikâye, bir planın ürünüydü.
— Bak Elif, olay dediğin tek bir şeydir. Mesela “bir adamın işini kaybetmesi”. Olay örgüsü ise o olayın nasıl başladığını, nereye vardığını, hangi adımlardan geçtiğini anlatır.
Elif çayından bir yudum aldı, hafifçe başını salladı:
— Ama bazen hikâyenin duygusu, olay örgüsünden daha önemlidir. Mesela o adam işini kaybettiğinde neler hissetti? Karısı ne düşündü? O, olay örgüsüne mi girer?
Mehmet gülümsedi:
— Sen hep duygudan yanasın.
— Evet, çünkü duygusuz olay örgüsü sadece bir çizelge olur.
Bu cümle, aralarındaki farkı anlatan en sade ama en derin ifade oldu. Erkek aklı stratejiyle açıklamaya çalışırken, kadın sezgisi hikâyenin kalbine inmeyi biliyordu.
Bölüm 3: Forumda Açılan Başlık
O gece Elif uyuduktan sonra Mehmet bilgisayarın başına geçti. Forumda yeni bir konu açtı:
> Olay mı, Olay Örgüsü mü? Aradaki Fark Ne Kadar Derin?
> Arkadaşlar, eşimle az önce bu konuda tartıştık. Olay tek bir eylem midir, yoksa olay örgüsüyle aynı şey mi? Sizce hangisi daha önemlidir?
Dakikalar içinde yanıtlar gelmeye başladı. Kimisi “fark yok” dedi, kimisi “olay örgüsü olayların sıralanışıdır” diye açıklama yaptı. Ama bir kullanıcı vardı, “DüşünceKahvesi” adlı bir kadın. Yazdığı mesaj Mehmet’i düşündürdü:
> “Olay, bir kıvılcımdır. Olay örgüsü ise o kıvılcımın nerelere sıçradığı, kimleri yaktığı, kimleri aydınlattığıdır.”
Mehmet mesajı okuduğunda duraksadı. Çünkü bu cümle, Elif’in söylediğiyle birebir aynı duyguyu taşıyordu.
Bölüm 4: Hikâyenin İçinde Hikâye
Ertesi gün Mehmet kahvaltı masasında Elif’e forumdaki mesajı gösterdi.
— Bak, biri senin gibi düşünüyor.
Elif göz ucuyla okudu ve gülümsedi:
— Çünkü kadınlar olay örgüsünü yaşamın içinden görür. Bir annenin sabah çocuğunu okula hazırlaması bile küçük olayların örgüsüdür.
Mehmet kaşlarını çattı:
— Ama bunları yazarken bir düzen gerekir.
— Düzen değil Mehmet, anlam gerekir. Düzen duygusuzsa hikâye bitmiştir.
İkisi de sustu. Çünkü her biri haklıydı. Erkek düzenle düşünüyordu, kadın anlamla. O anda fark ettiler ki hikâyeler de tıpkı insanlar gibiydi; biri planla yürür, diğeri kalple.
Bölüm 5: Olay ve Örgü Arasında
Bir hafta sonra Elif yeni bir hikâye yazmaya başladı. Adını “Bir Sonbahar Masası” koydu.
Hikâyede tek bir olay vardı: bir çiftin bir akşam yemeğinde sessizce ayrılması.
Ama olay örgüsü, o yemeğe giden yolu anlatıyordu: geçmişteki kırgınlıklar, unutulan doğum günleri, yarım kalan cümleler…
Mehmet hikâyeyi okuduğunda sessiz kaldı.
— Güzel yazmışsın.
— Neresini beğendin?
— Bilmiyorum, sanki o ayrılığın içinde bile bir bağlantı vardı.
Elif gülümsedi:
— İşte olay örgüsü o bağlantıdır. Tek bir olay, bir duygu yaratmaz. Ama o olayı hazırlayan zincir, insanı etkiler.
Mehmet başını salladı. Artık farkı anlamıştı.
Bölüm 6: Forumda Dönüş
Mehmet yeniden foruma girdi. Bu defa “Sonuç” başlığı altında şunu yazdı:
> “Olay, hikâyenin kalbinde atan tek bir an. Olay örgüsü ise o kalbe giden damarlar.
> Erkekler çoğu zaman kalbi bulmak ister; kadınlarsa o kalbe nasıl ulaşıldığını hisseder.
> Biri rotayı çizer, diğeri yolun hikâyesini anlatır.”
Altına yüzlerce yorum geldi. Kadın üyeler, “Bu tanım duyguyu anlatıyor” derken, erkek üyeler “Mantıklı açıklama olmuş” dedi. Herkes aynı noktaya farklı yollardan varmıştı.
Bölüm 7: Olayın Ötesinde İnsan
Bir akşam Elif, televizyonu kapatıp sessizce pencereye baktı.
— Fark ettin mi Mehmet? Biz de aslında bir hikâyenin içindeyiz. Olaylarımız aynı ama örgümüz farklı.
Mehmet şaşırdı:
— Nasıl yani?
— Ben her tartışmayı duygusal bir dönüm noktası gibi hissediyorum. Sen ise çözülmesi gereken bir problem gibi görüyorsun. İşte bu yüzden olaylarımız aynı ama örgümüz farklı.
Mehmet bir süre düşündü. O an Elif’in ne demek istediğini tam olarak anladı. Çünkü olay örgüsü sadece hikâyelerde değil, hayatın ta kendisindeydi.
Son Söz
Olay, bir taşın göle düşmesi gibidir. Ama olay örgüsü, o taşın oluşturduğu halkalardır.
Bazıları sadece taşı görür, bazıları suyun dalgalanışını hisseder.
Erkekler o taşın neden düştüğünü araştırır, kadınlar suyun nasıl değiştiğini fark eder.
Ve bir hikâyenin güzelliği, bu iki bakışın kesiştiği yerde doğar.
Forumda o gece son yorum Elif’ten geldi:
> “Olay tek bir nefes, olay örgüsü o nefesin yankısıdır.”
Mehmet sadece bir kalp emojisi bıraktı.
Belki de bazen bir hikâyeyi anlamak için açıklamaya değil, hissetmeye ihtiyaç vardı.